Felsefe tarihinde, ideal toplumun nasıl olması gerektiği konusunda birçok farklı görüş ortaya atılmıştır. Bu görüşler, farklı zamanlarda ve farklı kültürlerde yaşamış filozoflar tarafından şekillendirilmiştir. İşte bazı önemli filozofların ideal toplum üzerine görüşleri: 

Platon: Platon'un "Devlet" adlı eserinde ideal toplum, bir adalet ve bilgelik düzeni olarak tasvir edilir. Platon, idealar alemindeki hakikatlere erişen filozof-kralın yönettiği bir devlet modeli önerir. Bu devlette, toplumun üyeleri arasında sınıflandırma yapılır ve herkes kendi yeteneklerine ve doğasına uygun bir görev alır. 

Aristoteles: Aristoteles'e göre, ideal toplum, orta sınıfın hakim olduğu bir ortak refah düzenine sahip olmalıdır. Aristoteles, adalet, ılımlılık ve irtibatlılık gibi erdemlerin teşvik edilmesi gerektiğini savunur. 

Thomas More: Thomas More'un "Ütopya" adlı eserinde ideal toplum, eşitlikçi bir komünist düzen olarak tasvir edilir. More, toplumun ortak mülkiyet ve eşitlik temelinde örgütlenmesini önerir. 

Jean-Jacques Rousseau: Rousseau, toplumun aslında insan doğasına uygun olan doğal bir durumda olduğunu savunur. Ona göre, ideal toplum, insanların doğal özgürlüğünü koruyan ve ortak iradeye dayalı bir sözleşme ile oluşturulan bir toplumsal düzendir. 

Karl Marx: Karl Marx, ideal toplumu sınıfsız bir toplum olarak tasvir eder. Ona göre, kapitalist sistemdeki sınıf mücadelesinin sonucunda proletarya diktatörlüğüyle kurulacak bir komünist toplum, insanların gerçek potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri ideal bir düzendir. 

John Rawls: John Rawls, "Adalet Teorisi" adlı eserinde, ideal toplumun temel prensiplerini belirlerken "cıva perdesi" adını verdiği bir pozisyon alır. Ona göre, adaletin en temel prensipleri, bireylerin özgürlük ve eşitlik haklarını en geniş şekilde koruyan bir toplumsal düzenin temelini oluşturur. 

Bu filozoflar, farklı zamanlarda ve kültürlerde yaşamış olmalarına rağmen, ideal toplumun nitelikleri ve yapısı üzerine çeşitli görüşler ortaya koymuşlardır. Her biri, toplumun adalet, özgürlük, eşitlik ve mutluluk gibi temel değerler etrafında nasıl örgütlenmesi gerektiği konusunda kendi bakış açılarını sunmuşlardır. Platon, ideal devletin yönetimini filozof-kral modeli üzerinden ele almışken, Thomas More, "Ütopya" adlı eserinde eşitlikçi ve toplumsal adaleti vurgulamıştır. Jean-Jacques Rousseau ise sosyal sözleşme kuramıyla insanların özgür iradeleriyle toplumsal sözleşme yaparak bir araya gelmeleri gerektiğini savunmuştur.