İnançların kökeni, insanlık tarihindeki en eski uygarlıklara kadar uzanır. Eski uygarlıkların dünya görüşleri, çevrelerindeki doğal olayları, yaşadıkları deneyimleri ve toplumsal yapıyı anlamalarını şekillendirdi. İşte bazı eski uygarlıkların dünya görüşlerine ve inanç sistemlerine ilişkin örnekler: 

Mezopotamya Uygarlıkları (Sümerler, Babilliler, Asurlular): Mezopotamya uygarlıkları, dünya üzerinde yazının ve şehir yaşamının geliştiği yerlerden biriydi. Bu uygarlıkların inanç sistemleri, tanrılar ve tanrıçalar pantheonu etrafında şekillenmişti. Örneğin, Sümerler, doğa olaylarını kontrol eden tanrılarının varlığına inanıyorlardı ve bu tanrıları insanlarla etkileşime geçmek için tapınaklarda ibadet ediyorlardı. 

Antik Mısır: Antik Mısır'ın inanç sistemi, çok tanrılı bir yapıya dayanıyordu. Mısır halkı, doğa olaylarını, yaşamın ötesini ve günlük yaşamlarını etkileyen tanrılar ve tanrıçalara inanıyordu. Örneğin, Güneş Tanrısı Ra, Nil Nehri'nin bereketini kontrol eden bir tanrı olarak kabul ediliyordu. 

Antik Yunan ve Roma: Antik Yunan ve Roma mitolojisi, tanrılar ve tanrıçalar pantheonu etrafında şekillenmişti. Yunan ve Roma tanrıları, insanların yaşamını ve doğa olaylarını etkileyen güçler olarak kabul ediliyordu. Örneğin, Yunan mitolojisinde Zeus, gökyüzü ve yıldırımların tanrısı olarak kabul edilirken, Roma mitolojisinde Jüpiter olarak biliniyordu. 

Antik Çin ve Hint Uygarlıkları: Antik Çin ve Hindistan'da da çok sayıda tanrı ve tanrıça kültü bulunmaktaydı. Çin'de Taoizm ve Konfüçyüsçülük gibi felsefi ve dini sistemler gelişirken, Hindistan'da Hinduizm ve Budizm gibi inançlar ortaya çıktı. 

Bu örnekler, eski uygarlıkların doğaüstü güçlere ve tanrılara olan inançlarını yansıtır. Bu inançlar, insanların doğayla, toplumla ve kozmosla olan ilişkilerini anlamalarına yardımcı oldu ve toplumların sosyal yapılarını, kültürel pratiklerini ve günlük yaşamlarını şekillendirdi.